1982 yılında, ABD’nin Florida eyaletindeki bir yol inşaatı sırasında tesadüfen antik bir mezarlık alanı keşfedildi.
Bir kepçe operatörünün makinede kafataslarının biriktiğini fark etmesi üzerine başlatılan kazı ve araştırma sonucunda 7 ila 8 bin yıl öncesine ait hemen her yaştan 177’den fazla insan kalıntısı ortaya çıkarıldı.
Bugün Florida olarak bilinen bölgedeki turba tabanlı gölette bulunan cesetler o kadar iyi korumuştu ki, bazılarının beyin dokusu bile hala yerindeydi.
Turba adı verilen, kömürleşmiş durumdaki bitki kalıntılarından oluşan, siyaha yakın renkteki hafif süngerimsi taşıl kömür, bin yıllar boyu korunmalarına yardımcı olmuştu.
WINDOWER BATAKLIĞI CESETLERİ
Windover arkeolojik alanında yaklaşık 177 ceset bulundu ve bu da onu, Kuzey Amerika’da şimdiye dek keşfedilen en önemli bataklık cesedi alanlarından biri haline getirdi.
Bilim insanlarının, kalıntılardan elde edilen DNA üzerinde yaptıkları analizlere göre, cesetler birbiriyle ilişkili görünüyordu.
Çoğunlukla, yanları üzerine bükülmüş bir pozisyonda gömülmüş ve 7 ila 8 bin yıl boyunca bozulmadan duracakları yaklaşık 1 metre derinliğe kadar batmışlardı.
Bataklığın koşulları kalıntıları o kadar iyi korumuştu ki Windover, bugün hala antik insan DNA’sı açısından en kapsamlı şekilde karakterize edilmiş ıslak alan olarak kabul edilmekte.
NASIL BU KADAR İYİ KORUNDULAR?
Bataklıklar, kalıntıları koruma konusunda benzersiz bir şekilde başarılıdır, bazen o kadar taze cesetler ortaya çıkar ki günümüz cinayetleriyle karıştırılırlar.
Windover’daki su kimyasının, kalıntıların bu kadar uzun süre korunmasında çok önemli bir rol oynadığı, çok sayıda mineral içerdiği tespit edildi.
Bu faktörler bir araya geldiğinde, genellikle açıktaki cesetlerde gördüğümüz dokularda, bakteriyel ve fungal ayrışmanın gerçekleşmediği sonucu ortaya çıktı.